|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
kral, padişah gibi taht sahibi devlet başkanı |
sovereign i.
|
|
2 |
Yaygın Kullanım |
atmak (çıkarmak gibi) |
discard f.
|
|
3 |
Yaygın Kullanım |
sarkaç gibi sallanmak |
oscillate f.
|
|
4 |
Yaygın Kullanım |
yapar gibi görünmek |
pretend f.
|
|
5 |
Yaygın Kullanım |
köle gibi çalışmak |
slave f.
|
|
6 |
Yaygın Kullanım |
solucan gibi kıvrılarak ilerlemek |
worm f.
|
|
7 |
Yaygın Kullanım |
gaz gibi |
gaseous s.
|
|
8 |
Yaygın Kullanım |
canavar gibi |
monstrous s.
|
|
9 |
Yaygın Kullanım |
cin gibi |
quick-witted s.
|
|
10 |
Yaygın Kullanım |
cin gibi |
sharp-witted s.
|
|
11 |
Yaygın Kullanım |
bebek gibi |
baby-like s.
|
|
12 |
Yaygın Kullanım |
kedi gibi |
catty s.
|
|
13 |
Yaygın Kullanım |
gibi |
as ed.
|
|
14 |
Yaygın Kullanım |
gibi |
like ed.
|
|
General |
|
15 |
Genel |
prens gibi olma |
princeliness i.
|
|
16 |
Genel |
cehennem gibi yer |
inferno i.
|
|
17 |
Genel |
yay gibi olma |
whippiness i.
|
|
|
18 |
Genel |
müşterilerinin bar gibi bir tezgahın önünde oturduğu ufak lokanta |
snack bar i.
|
|
19 |
Genel |
ev gibi olan |
hominess i.
|
|
20 |
Genel |
bir dağın zirvesi vb gibi harita üzerinde belirlenmiş bir yükseklik |
spot height i.
|
|
21 |
Genel |
köpek gibi davranış |
doggery i.
|
|
22 |
Genel |
(ark/kanal gibi üstü açık) suyolu |
watercourse i.
|
|
23 |
Genel |
deli kızın çeyisi gibi |
scattered all over i.
|
|
24 |
Genel |
torba gibi olma |
bagginess i.
|
|
25 |
Genel |
tesisat işlerinde kullanılan parça (rakor/manşon gibi) |
fitting i.
|
|
26 |
Genel |
artist gibi kız |
cracker i.
|
|
27 |
Genel |
pizza gibi hazır yiyecekler |
fast food i.
|
|
28 |
Genel |
aynı rota üzerinde yol alan gemi tren gibi taşıtların seferleri arasındaki zaman |
headway i.
|
|
29 |
Genel |
dev gibi kadın |
giantess i.
|
|
30 |
Genel |
odun gibi görünmesini sağlama |
engraining i.
|
|
31 |
Genel |
oyuncak bebek gibi olma |
dollishness i.
|
|
32 |
Genel |
emeklilik sigortası gibi işçiye ücreti dışında sağlanan herhangi bir şey |
fringe benefit i.
|
|
33 |
Genel |
gök gürlemesi gibi ses |
peal i.
|
|
34 |
Genel |
ç, ş harflerindeki gibi çengel |
cedilla i.
|
|
35 |
Genel |
hücre gibi ve kapısız ufak oda |
alcove i.
|
|
36 |
Genel |
ahır gibi ev |
sty i.
|
|
37 |
Genel |
liman gibi kıyıya yakın veya kıyıda bulunan bölge |
waterfront i.
|
|
|
38 |
Genel |
mavi gibi olma |
bluishness i.
|
|
39 |
Genel |
in gibi |
dark and narrow place i.
|
|
40 |
Genel |
kuş gibi şakıma |
warbling i.
|
|
41 |
Genel |
inci gibi (diş) |
pearly i.
|
|
42 |
Genel |
rüya gibi durum |
idyll i.
|
|
43 |
Genel |
ağ gibi olma |
reticulation i.
|
|
44 |
Genel |
sülük gibi yapışma |
leeching i.
|
|
45 |
Genel |
ahır gibi ev |
pigsty i.
|
|
46 |
Genel |
ayakta meze gibi yiyeceklerin atıştırıldığı lokanta |
snack bar i.
|
|
47 |
Genel |
dikenli bitki (böğürtlen gibi) |
bramble i.
|
|
48 |
Genel |
gaga gibi çıkıntı |
rostrum i.
|
|
49 |
Genel |
arı kovanı gibi yer |
hive i.
|
|
50 |
Genel |
peri gibi |
fairy i.
|
|
51 |
Genel |
çalı gibi olma |
bushiness i.
|
|
52 |
Genel |
kurt gibi saldırarak yeme |
wolfing i.
|
|
53 |
Genel |
karavan gibi kullanılan minibüs |
camper i.
|
|
54 |
Genel |
ruh gibi olma |
etherealness i.
|
|
55 |
Genel |
sırık gibi kimse |
beanpole i.
|
|
56 |
Genel |
köle gibi sadık uşak |
man friday i.
|
|
57 |
Genel |
saçak gibi tüyler |
frill i.
|
|
58 |
Genel |
domuz gibi olma |
hoggishness i.
|
|
59 |
Genel |
kıta gibi tek parçadan oluşan kara parçası |
land mass i.
|
|
60 |
Genel |
köle gibi çalıştırılan kimse |
peon i.
|
|
61 |
Genel |
hızır gibi yetişen devlet kuşu |
godsend i.
|
|
62 |
Genel |
gazete vb gibi hediye |
giveaway i.
|
|
63 |
Genel |
çatal bıçak gibi eşya |
tableware i.
|
|
64 |
Genel |
şeytan gibi tip |
devil i.
|
|
65 |
Genel |
tımarhane gibi bir yer |
bedlam i.
|
|
66 |
Genel |
hayvanın ısırmasına veya zararlı bir şey yemesine engel olmak için ağzına takılan tel, deri gibi kaf |
mouthpiece i.
|
|
67 |
Genel |
matem çanı gibi ağır ağır çalma |
knelling i.
|
|
68 |
Genel |
kutu gibi olma |
boxiness i.
|
|
69 |
Genel |
hükümet tarafından okul binası yapımı gibi işler için verilen toprak |
land grant i.
|
|
70 |
Genel |
ölü gibi olma |
effeteness i.
|
|
71 |
Genel |
bir emir gibi yapılan istek |
demand i.
|
|
72 |
Genel |
vadi gibi çukurluk bir alan üzerinden kara veya demiryolunu geçiren ayaklı köprü |
viaduct i.
|
|
73 |
Genel |
alev gibi parlama |
flamboyance i.
|
|
74 |
Genel |
telefon vb gibi teknolojik gelişmelerin insanların arasındaki mesafeyi ortadan kaldırması |
glocalization i.
|
|
75 |
Genel |
ahır gibi ev |
hovel i.
|
|
76 |
Genel |
yılan gibi hain kimse |
viper i.
|
|
77 |
Genel |
çocuk gibi olma |
childlikeness i.
|
|
|
78 |
Genel |
misk gibi kokma durumu |
muskiness i.
|
|
79 |
Genel |
leş gibi kokan kimse |
stinker i.
|
|
80 |
Genel |
deri gibi |
leatheriness i.
|
|
81 |
Genel |
fırın gibi yer |
furnace i.
|
|
82 |
Genel |
gömme dolap (gardırop işlevi gören sandık odası gibi) |
closet i.
|
|
83 |
Genel |
havaalanı/otobüs garı gibi yerlerde gelen ve giden yolcuların ilgili işlemlerinin yapıldığı bina |
terminal i.
|
|
84 |
Genel |
konser vb gibi bir etkinlikte sanatçıların sahne alma sırası |
lineup i.
|
|
85 |
Genel |
kerestenin içindeki toz gibi çürüklük |
dry rot i.
|
|
86 |
Genel |
özellikle güney afrika'da yuvarlak kulübe vb gibi basit yapı |
rondavel i.
|
|
87 |
Genel |
konuşur gibi okuma |
recitative i.
|
|
88 |
Genel |
hamur gibi olma |
pastiness i.
|
|
89 |
Genel |
bank (park vb gibi yerlerdeki) |
park bench i.
|
|
90 |
Genel |
kemer gibi sarma |
engirdling i.
|
|
91 |
Genel |
cin gibi çocuk |
elf i.
|
|
92 |
Genel |
kabuk gibi |
husky i.
|
|
93 |
Genel |
ceviz gibi yemişlerin kabuğu |
nutshell i.
|
|
94 |
Genel |
tuvalet malzemeleri (sabun/diş macunu/kolonya gibi) |
toiletries i.
|
|
95 |
Genel |
çığ gibi büyüme |
snowballing i.
|
|
96 |
Genel |
saray gibi olma |
palatialness i.
|
|
97 |
Genel |
rüya gibi şey |
dream i.
|
|
98 |
Genel |
kısa şiir (tekerleme gibi) |
jingle i.
|
|
99 |
Genel |
otobüs gibi kamunun ihtiyaçlarına yönelik işletilen araç |
public service vehicle i.
|
|
100 |
Genel |
yerlisi gibi olma |
endenization i.
|
|
101 |
Genel |
hamam gibi yer |
furnace i.
|
|
102 |
Genel |
alt sınıf öğrencilerini uşak gibi kullanma |
fagging i.
|
|
103 |
Genel |
ayı gibi kaba ve sert |
bearishness i.
|
|
104 |
Genel |
domuz gibi |
strong i.
|
|
105 |
Genel |
arı gibi çalışan kimse |
grub i.
|
|
106 |
Genel |
erkek gibi kız |
tomboy i.
|
|
107 |
Genel |
ceviz gibi kabuklu yemiş |
nut i.
|
|
108 |
Genel |
adam gibi adam |
a gentleman i.
|
|
109 |
Genel |
şeytan gibi gösterme |
demonisation i.
|
|
110 |
Genel |
taşıt gibi nesnelerin varlığını ve mesafesini saptama sistemi |
radar i.
|
|
111 |
Genel |
ağır silahlar (top gibi) |
artillery i.
|
|
112 |
Genel |
insana alay gibi gelen bir tesadüf |
irony i.
|
|
113 |
Genel |
peynir gibi olma |
cheesiness i.
|
|
114 |
Genel |
çocuk gibi ağlayan kimse |
cry baby i.
|
|
115 |
Genel |
girdap gibi dönme |
swirl i.
|
|
116 |
Genel |
yaratık gibi olma durumu |
creatureliness i.
|
|
117 |
Genel |
olgunlaşmış karahindiba tohumlarının çiçek sapından kopmadan önceki beyaz ve tüy gibi top hali |
puffball i.
|
|
118 |
Genel |
lapa gibi şey |
mush i.
|
|
119 |
Genel |
bıçak gibi saplanma |
stab i.
|
|
120 |
Genel |
içine krem, ilaç gibi maddeler konulan plastik boru |
cylinder i.
|
|
121 |
Genel |
çatlak gibi görünen desen |
crackle i.
|
|
122 |
Genel |
ilaçmış gibi verilen fonksiyonsuz madde |
placebo i.
|
|
123 |
Genel |
normalden daha büyük penisi varmış gibi davranan |
delow i.
|
|
124 |
Genel |
su veya hava gibi bir ortamda taşıma |
wafting i.
|
|
125 |
Genel |
yün gibi saç |
wool i.
|
|
126 |
Genel |
çifte merdiven (çit gibi bir bölmenin üstünden geçmek için yapılmış) |
stile i.
|
|
127 |
Genel |
dipsiz gibi görünen yer |
abyss i.
|
|
128 |
Genel |
tekne (gemi/vapur/sandal/yat gibi) |
boat i.
|
|
129 |
Genel |
gemi, uçak gibi bir araçta çalışanlar |
crew i.
|
|
130 |
Genel |
arı gibi çalışan kimse |
bee i.
|
|
131 |
Genel |
şeftali gibi etli meyvelerin çekirdeği |
pit i.
|
|
132 |
Genel |
iz (ciltte kalan çiçek izi gibi) |
pit i.
|
|
133 |
Genel |
ot gibi yaşama |
vegetation i.
|
|
134 |
Genel |
kağıt gibi olma |
paperiness i.
|
|
135 |
Genel |
batak gibi koy |
slough i.
|
|
136 |
Genel |
canfes gibi yaprak |
thin and smooth leaf i.
|
|
137 |
Genel |
halat gibi dolaştırma |
kinking i.
|
|
138 |
Genel |
fırça gibi sakal |
stubble i.
|
|
139 |
Genel |
kemer gibi sarma |
engirding i.
|
|
140 |
Genel |
caz gibi olma |
jazziness i.
|
|
141 |
Genel |
kum tanesi gibi taş parçacığı |
grit i.
|
|
142 |
Genel |
dağ gibi olma |
mountainousness i.
|
|
143 |
Genel |
molekül vb gibi şeylerin yakınlık sırası |
the affinity order of i.
|
|
144 |
Genel |
taşkın sevgi gibi hisleri açığa vurma |
emoting i.
|
|
145 |
Genel |
başkasının istediği gibi kullandığı kimse |
tool i.
|
|
146 |
Genel |
roman gibi yaşayan kimse |
gypsy i.
|
|
147 |
Genel |
cehennem gibi |
hellishness i.
|
|
148 |
Genel |
para ve bunun gibi menfaatler sağlayarak ya da hile ile jüriyi etkileme |
embracery i.
|
|
149 |
Genel |
kol ve bacak gibi vücuda eklemle bağlı organ |
limb i.
|
|
150 |
Genel |
savaş gibi nedenlerle vatanını terk etmek zorunda bırakılmış kimse |
displaced person i.
|
|
151 |
Genel |
ev gibi olan |
homeyness i.
|
|
152 |
Genel |
saman alevi gibi bir şey |
flash in the pan i.
|
|
153 |
Genel |
kompliman gibi gözüken eleştiri |
backhanded compliment i.
|
|
154 |
Genel |
otobüs gibi taşıtlarda bulunan ve yapılan hızı, duraklamaların süresini ve sürücünün ne kadar direks |
tachograph i.
|
|
155 |
Genel |
bir hastane gibi kurumun başkanı olan kadın |
matron i.
|
|
156 |
Genel |
kalbi deli gibi attıran erkek |
heartthrob i.
|
|
157 |
Genel |
kabak gibi ortada olma |
flagrancy i.
|
|
158 |
Genel |
top gümbürtüsü gibi ses |
peal i.
|
|
159 |
Genel |
diş gibi çıkıntı |
dentation i.
|
|
160 |
Genel |
çalı gibi oluş |
bushiness i.
|
|
161 |
Genel |
ata biner gibi oturma |
straddle i.
|
|
162 |
Genel |
gülle gibi |
a dead weight i.
|
|
163 |
Genel |
engel (çit/duvar/korkuluk gibi) |
barrier i.
|
|
164 |
Genel |
süt gibi olma |
milkiness i.
|
|
165 |
Genel |
tüy gibi saç |
fuzz i.
|
|
166 |
Genel |
kabus gibi şey |
incubus i.
|
|
167 |
Genel |
altın gümüş gibi kıymetli madenler |
precious metals i.
|
|
168 |
Genel |
gereği gibi kullanmama |
abuse i.
|
|
169 |
Genel |
hayvan yemi (saman/ot gibi) |
fodder i.
|
|
170 |
Genel |
baba gibi davranış |
paternalism i.
|
|
171 |
Genel |
ev şekline sokulmuş veya ev gibi kullanılan tekne |
houseboat i.
|
|
172 |
Genel |
koyun gibi tip |
sheep i.
|
|
173 |
Genel |
kedi yavrusu gibi oynak olma |
kittenishness i.
|
|
174 |
Genel |
papağan gibi tekrarlama |
parroting i.
|
|
175 |
Genel |
şeytan gibi gösterme |
demonization i.
|
|
176 |
Genel |
şaka gibi görünen iğneleyici söz |
snide i.
|
|
177 |
Genel |
jöle gibi olma |
gelatinousness i.
|
|
178 |
Genel |
sakız gibi |
gumminess i.
|
|
179 |
Genel |
haber (mektup/not/telgraf gibi iletilen) |
communication i.
|
|
180 |
Genel |
canlı gibi görünen |
lifelikeness i.
|
|
181 |
Genel |
dalga gibi yükselip alçalan konuşma sesi |
a ripple of conversation i.
|
|
182 |
Genel |
halat gibi dolaşma |
kinking i.
|
|
183 |
Genel |
yeşim gibi yeşil |
jade i.
|
|
184 |
Genel |
deve gibi |
huge person i.
|
|
185 |
Genel |
genç kız gibi olma |
maidenliness i.
|
|
186 |
Genel |
nabız gibi atma |
pulsing i.
|
|
187 |
Genel |
bal gibi tatlı olma |
mellifluousness i.
|
|
188 |
Genel |
hoverkraft gibi taşıtların havasını içeren esnek kuşak |
skirt i.
|
|
189 |
Genel |
kümes gibi bina |
rookery i.
|
|
190 |
Genel |
bomba gibi haber |
shattering piece of news i.
|
|
191 |
Genel |
yerlisi gibi olma |
endenisation i.
|
|
192 |
Genel |
su ve hava gibi bir ortamda taşıma |
waftage i.
|
|
193 |
Genel |
tavşan kuyruğu gibi küçük kuyruk |
scut i.
|
|
194 |
Genel |
kuru ve çabuk tutuşan madde (kav gibi) |
tinder i.
|
|
195 |
Genel |
çalı gibi gür saç |
shock i.
|
|
196 |
Genel |
milyoner gibi bir şey |
a kind of millionaire i.
|
|
197 |
Genel |
taşkın sevgi gibi hisleri açığa vuran |
emoter i.
|
|
198 |
Genel |
köle gibi çalıştırılan kimse |
dogsbody i.
|
|
199 |
Genel |
çilek, kiraz gibi meyveler |
berry i.
|
|
200 |
Genel |
ıslık gibi keskin bir ses |
swish i.
|
|
201 |
Genel |
nabız gibi atış |
pulsing i.
|
|
202 |
Genel |
burun gibi çıkıntı |
nose i.
|
|
203 |
Genel |
tipik olarak kuzey amerika'nın batısında görülen toz gibi çok ince yağan kar |
champagne powder i.
|
|
204 |
Genel |
saman gibi gıdası az yiyecek |
roughage i.
|
|
205 |
Genel |
mırıldanır gibi duygusal şarkılar söyleyen şarkıcı |
crooner i.
|
|
206 |
Genel |
dev gibi olma |
enormousness i.
|
|
207 |
Genel |
karınca gibi kaynaşan bir kalabalık |
a seething crowd i.
|
|
208 |
Genel |
vuracak gibi yapma |
feint i.
|
|
209 |
Genel |
adam gibi adam |
an upright man i.
|
|
210 |
Genel |
yılan gibi kıvrılan şey |
serpent i.
|
|
211 |
Genel |
nur topu gibi çocuk |
cherub i.
|
|
212 |
Genel |
hızır gibi yetişen şey |
godsend i.
|
|
213 |
Genel |
böcek ve yılan gibi hayvanların dökülmüş kabuk veya derileri |
exuviae i.
|
|
214 |
Genel |
bomba gibi şey |
dynamite i.
|
|
215 |
Genel |
mantar gibi büyüme |
mushroom growth i.
|
|
216 |
Genel |
ağaçlık veya kameriye gibi gölgeli bir yere koyma |
embowering i.
|
|
217 |
Genel |
tüy gibi hafif kimse |
featherweight i.
|
|
218 |
Genel |
bahama adaları, büyük antiller, küçük antiller gibi karayip denizini çevreleyen adalar |
west indies i.
|
|
219 |
Genel |
hayvan gibi tip |
yahoo i.
|
|
220 |
Genel |
soğuğa karşı dış giysi (palto/ceket/şal gibi) |
wrap i.
|
|
221 |
Genel |
ulaşım yolu trafiğinin yavaşlatılması amacıyla yapılan tümsek gibi engeller |
traffic calming i.
|
|
222 |
Genel |
köle gibi çalıştırılan kimse |
drudger i.
|
|
223 |
Genel |
sünger gibi olma |
sponginess i.
|
|
224 |
Genel |
portre gibi etkileyicilik |
picturesqueness i.
|
|
225 |
Genel |
küçük bir gemi gibi kullanılabilen tek direkli büyük sandal |
sloop i.
|
|
226 |
Genel |
sallanma (sarkaç gibi) |
swing i.
|
|
227 |
Genel |
ağ gibi sarma |
enmeshment i.
|
|
228 |
Genel |
kara kehribar gibi parlak siyah |
jet black i.
|
|
229 |
Genel |
kuzu gibi masum ve zayıf kimse |
lamb i.
|
|
230 |
Genel |
uzayıp giden şeylerin kesiştikleri veya birleştikleri yer (akarsu, yol gibi) |
crossroad i.
|
|
231 |
Genel |
köle gibi çalıştıran patron |
sweater i.
|
|
232 |
Genel |
domuz ağılı gibi pis ev (oda) |
pigsty i.
|
|
233 |
Genel |
tahıldan yapılmış kahvaltılık yiyecek (mısır gevreği gibi) |
cereal i.
|
|
234 |
Genel |
voleybol ve basketbol gibi bazı sporlarda takımların oyun arasında aldıkları kısa dinlenme süreleri |
stopover i.
|
|
235 |
Genel |
karşı cins gibi giyinen ve davranan kimse |
transvestite i.
|
|
236 |
Genel |
yapar gibi görünme |
pretending i.
|
|
237 |
Genel |
düşme vb gibi nedenlerle özellikle kafada oluşan sakatlıklar |
concussions i.
|
|
238 |
Genel |
baykuş gibi olma |
owlishness i.
|
|
239 |
Genel |
buz gibi olma durumu |
frigidness i.
|
|
240 |
Genel |
çil yavrusu gibi dağılma |
stampede i.
|
|
241 |
Genel |
kaya gibi kuvvetli şey |
rock i.
|
|
242 |
Genel |
yeryüzüyle gökyüzünün birleşmiş gibi göründüğü yer |
horizon i.
|
|
243 |
Genel |
solucan gibi çıkıntı |
vermiform appendix i.
|
|
244 |
Genel |
kız gibi erkek |
girlie man i.
|
|
245 |
Genel |
meyve gibi |
fruitiness i.
|
|
246 |
Genel |
başkasıymış gibi davranma |
feigning i.
|
|
247 |
Genel |
deniz nehir göl gibi su adları bilimi |
hydronomy i.
|
|
248 |
Genel |
zincirlerden kurtulma şovu sunan sanatçı (houdini gibi) |
escapologist i.
|
|
249 |
Genel |
zincirlerden kurtulma şovu (houdini gibi) |
escapology i.
|
|
250 |
Genel |
kalkan gibi organ |
scutellum i.
|
|
251 |
Genel |
çocuk gibi oynayan |
skylarker i.
|
|
252 |
Genel |
ıslık gibi ses çıkarma |
sibilating i.
|
|
253 |
Genel |
etek gibi tasarlanmış elbise |
shirtdress i.
|
|
254 |
Genel |
sağanak gibi |
showeriness i.
|
|
255 |
Genel |
köle gibi çalışma |
slaving i.
|
|
256 |
Genel |
melek gibi insan |
angel i.
|
|
257 |
Genel |
bıçak gibi saplanan acı |
stitch i.
|
|
258 |
Genel |
nurtopu gibi çocuk |
cherub i.
|
|
259 |
Genel |
kendi malı gibi kullanma |
conversion to one's own use i.
|
|
260 |
Genel |
vücudun hareket etmesiyle oluşan durum (deniz tutması gibi) |
kinetosis i.
|
|
261 |
Genel |
iş günü gibi tatil |
busman's holiday i.
|
|
262 |
Genel |
köle gibi çalışan |
trimer i.
|
|
263 |
Genel |
kiraz, şeftali gibi meyvelerin çekirdeği |
nutlet i.
|
|
264 |
Genel |
buz mavisi gibi |
gridelin i.
|
|
265 |
Genel |
girdap gibi kaynama |
gurgitation i.
|
|
266 |
Genel |
atkı kaşkol veya fular gibi boyna sarılan aksesuar |
neckwear i.
|
|
267 |
Genel |
atkı kaşkol veya fular gibi boyna sarılan aksesuar |
neckpiece i.
|
|
268 |
Genel |
mutfak eşyası gibi markette satılan ama yiyecek olmayan her bir şey |
nonfood i.
|
|
269 |
Genel |
topluluk gibi olmayan |
noncommunity i.
|
|
270 |
Genel |
miyavlar gibi inleme |
mewling i.
|
|
271 |
Genel |
hiç bitmeyecekmiş gibi konuşma |
blue streak i.
|
|
272 |
Genel |
(devletin/hükümetin/bir kuruluşun/patronun) kendine bağlı bireylere karşı babanın çocuğuna davrandığı gibi davranması |
paternalism i.
|
|
273 |
Genel |
köle gibi çalışan kimse |
hard worker i.
|
|
274 |
Genel |
mantar gibi çoğalma |
mushrooming i.
|
|
275 |
Genel |
çalıntı eseri kendininmiş gibi yayımlama |
plagiarising i.
|
|
276 |
Genel |
çalıntı eseri kendininmiş gibi yayımlama |
plagiarizing i.
|
|
277 |
Genel |
hızır gibi yetişen yardım |
deus ex machina i.
|
|
278 |
Genel |
hızır gibi yetişen biri ya da bir yardım |
deus ex machina i.
|
|
279 |
Genel |
melek gibi kimse |
angel i.
|
|
280 |
Genel |
halı gibi yumuşak ev eşyaları |
soft furnishing i.
|
|
281 |
Genel |
gibi gelme |
feeling i.
|
|
282 |
Genel |
ayna gibi |
full gloss i.
|
|
283 |
Genel |
yangından mal kaçırır gibi |
hurry-scurry i.
|
|
284 |
Genel |
süpermarketteki gibi alınan malların hesabının yapılıp ödendiği tezgah |
check-out counter i.
|
|
285 |
Genel |
gümrükten mal kaçırır gibi |
hurry-scurry i.
|
|
286 |
Genel |
artık eskisi gibi etki uyandırmayan bir sanat eseri (sık sık/fazlasıyla icra edildiği için) |
war-horse i.
|
|
287 |
Genel |
ünlü insanları tanıyormuş gibi hava atan |
name-dropper i.
|
|
288 |
Genel |
ünlü insanları tanıyormuş gibi yaparak çevresinde prim yapmaya çalışan kimse |
name-dropper i.
|
|
289 |
Genel |
çöplük gibi yer |
cesspool i.
|
|
290 |
Genel |
lok (panama kanalı gibi) |
lock i.
|
|
291 |
Genel |
bir işlemin tarafların birbirleriyle ilişkisi yokmuş gibi yürütülmesi |
deal at arm's length with someone i.
|
|
292 |
Genel |
ıslık gibi ses çıkarma |
wooshing i.
|
|
293 |
Genel |
kiler gibi küçük oda |
still room i.
|
|
294 |
Genel |
kiler gibi küçük oda |
stillroom i.
|
|
295 |
Genel |
rüyada olduğu gibi bir dizi tutarsız hayal |
phantasmagoria i.
|
|
296 |
Genel |
bitki gibi büyüme |
vegetation i.
|
|
297 |
Genel |
domuz gibi homurdanma |
grunting i.
|
|
298 |
Genel |
dağ gibi bulaşık |
a mountain of washing up i.
|
|
299 |
Genel |
(elektrik/doğalgaz vb) gibi hizmet faturası |
utility bill i.
|
|
300 |
Genel |
dağ gibi dalgalar |
mountainous waves i.
|
|
301 |
Genel |
ayı gibi sarılma |
bear hug i.
|
|
302 |
Genel |
cehennem gibi yer |
hellhole i.
|
|
303 |
Genel |
(mecmua gibi süreli yayınlar için) sayı |
issue number i.
|
|
304 |
Genel |
köle gibi çalışan |
hard worker i.
|
|
305 |
Genel |
köle gibi çalışan |
striver i.
|
|
306 |
Genel |
sigara dumanı gibi yükselen bulutlar |
billowing clouds i.
|
|
307 |
Genel |
film gibi hikaye |
a movie-like story i.
|
|
308 |
Genel |
yengeç gibi |
crabwise i.
|
|
309 |
Genel |
evlilik, nikah, vaftiz gibi törenleri yöneten din görevlisi |
officiant i.
|
|
310 |
Genel |
tel gibi olma |
stringiness i.
|
|
311 |
Genel |
imkansız gibi görünen bir görev |
a seemingly impossible task i.
|
|
312 |
Genel |
bilmece gibi konuşan |
riddler i.
|
|
313 |
Genel |
olması gerektiği gibi olma durumu |
oughtness i.
|
|
314 |
Genel |
(balıkçılık/avcılık gibi) dışarıda vakit geçiren kimse |
outdoorsman i.
|
|
315 |
Genel |
tren gibi araçlarda koltuklara özellikle başın konduğu bölümlere konulan örtü |
seat sock i.
|
|
316 |
Genel |
kılıç gibi azı dişleri |
scimitar-like tusks i.
|
|
317 |
Genel |
kişinin marka tercihleriyle (tarzı vb gibi) fiziksel görünümle ayırt edilen kimliği |
external personality i.
|
|
318 |
Genel |
taş gibi ifadesiz yüz |
a stony face i.
|
|
319 |
Genel |
(dalga geçmek veya karşıdakine katılmama gibi durumları ifade etmek veya konuşmanın bir yerine dikkat çekmek için) ellerle havada yapılan tırnak işareti |
air quote i.
|
|
320 |
Genel |
konuşur gibi okunan beste |
recitative i.
|
|
321 |
Genel |
konuşur gibi okuma (şarkı) |
recitative i.
|
|
322 |
Genel |
restoranlarda müşterilerin girmesine izin verilmeyen mutfak gibi kısımlar |
back-of-the-house i.
|
|
323 |
Genel |
eski bir şeyin taklidini yapma/eski gibi gösterme |
antiquing i.
|
|
324 |
Genel |
bir şeyi antika gibi gösterme |
antiquing i.
|
|
325 |
Genel |
antika gibi görünmesini sağlama |
archaisation i.
|
|
326 |
Genel |
bir şeyi antika gibi gösterme |
archaisation i.
|
|
327 |
Genel |
antika gibi görünmesini sağlama |
antiquing i.
|
|
328 |
Genel |
malikane vb gibi göz alıcı ev |
des res i.
|
|
329 |
Genel |
köpek gibi yüzme |
doggie-paddle i.
|
|
330 |
Genel |
köpek gibi yüzme |
dog paddle i.
|
|
331 |
Genel |
köpek gibi yüzme |
doggy paddle i.
|
|
332 |
Genel |
tesis/garaj vb gibi mahallerde kullanılan otomatik demir bariyer |
boom gates i.
|
|
333 |
Genel |
tesis/garaj vb gibi mahallerde kullanılan otomatik demir bariyer |
boom barrier i.
|
|
334 |
Genel |
(özellikle düğün vb. gibi davetlerde giyilen) resmi elbise/smokin/takım elbise |
morning suit i.
|
|
335 |
Genel |
özellikle düğün vb. gibi davetlerde giyilen resmi kıyafet |
morning suit i.
|
|
336 |
Genel |
kızılderili saçı gibi kenarları kazınmış sadece ortada bırakılmış saç modeli |
mohawk i.
|
|
337 |
Genel |
(temizlik vs gibi) ev işleri |
household chores i.
|
|
338 |
Genel |
(disneyland vb gibi) park/oyun alanı gibi insanların boş zaman etkinliklerine cevap veren alanların ticarileşmesi |
commercialization of leisure i.
|
|
339 |
Genel |
gerçeklerin bire bir/olduğu gibi /aynen nakledilmesi |
recitation of facts i.
|
|
340 |
Genel |
zift gibi çay |
builder's tea i.
|
|
341 |
Genel |
olunan zaman veya mekandan farklı bir zamanı ve mekanı işleyen bir eser karşısında anlatılan yerde veya zamanda olunmadığının bilinmesine rağmen okurun istemli bir şekilde kendisini orada ve o anda imiş gibi hissederek eseri anlamaya çalışması |
the willing suspension of disbelief i.
|
|
342 |
Genel |
çalı gibi kirpikler |
bushy eyelashes i.
|
|
343 |
Genel |
güvercin/kumru gibi |
columbine i.
|
|
344 |
Genel |
koşu bandı vb gibi aletler üzerinde yapılan yürüyüş |
jog in place i.
|
|
345 |
Genel |
koşu bandı vb gibi aletler üzerinde yapılan koşu |
run in place i.
|
|
346 |
Genel |
cam gibi olma |
vitrescence i.
|
|
347 |
Genel |
hamilelik vb. gibi nedenlerle yapılan mecburi evlilik |
forced wedding i.
|
|
348 |
Genel |
buz gibi suya dalış/atlayış etkinliği |
polar plunge i.
|
|
349 |
Genel |
buz gibi suya dalış/atlayış etkinliği |
polar bear plunge i.
|
|
350 |
Genel |
olduğu gibi |
bare fact i.
|
|
351 |
Genel |
şeytan gibi olma |
archness i.
|
|
352 |
Genel |
boncuk gibi gözler |
beady eyes i.
|
|
353 |
Genel |
duvar gibi sağır |
deaf as a doorpost i.
|
|
354 |
Genel |
diş gibi çıkıntı |
denticle i.
|
|
355 |
Genel |
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması |
ride-sharing i.
|
|
356 |
Genel |
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması |
covoiturage i.
|
|
357 |
Genel |
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması |
carpooling i.
|
|
358 |
Genel |
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması |
car-sharing i.
|
|
359 |
Genel |
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması |
rideshare i.
|
|
360 |
Genel |
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması |
carpool i.
|
|
361 |
Genel |
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması |
lift-sharing i.
|
|
362 |
Genel |
(özellikle bira gibi) evde yapılan içki |
homebrew i.
|
|
363 |
Genel |
(özellikle bira gibi) evde yapılan içki |
home brew i.
|
|
364 |
Genel |
dost gibi görünen düşman |
frenemy i.
|
|
365 |
Genel |
dost gibi görünen düşman |
frienemy i.
|
|
366 |
Genel |
antika gibi görünmesini sağlama |
archaization i.
|
|
367 |
Genel |
rüya gibi durum |
idyl i.
|
|
368 |
Genel |
bir şeyi antika gibi gösterme |
archaization i.
|
|
369 |
Genel |
eski bir şeyin taklidini yapma/eski gibi gösterme |
archaization i.
|
|
370 |
Genel |
konser vb gibi bir etkinlikte sanatçıların sahne alma sırası |
line-up i.
|
|
371 |
Genel |
ruh gibi olma |
aetherealness i.
|
|
372 |
Genel |
rehine kurtarma operasyonları gibi zor durumlarda nihai çare olarak kullanılan askeri kuvvet |
in-extremis force i.
|
|
373 |
Genel |
misafirlere kanape gibi ordövr türü ikramların yapıldığı davet |
canape reception i.
|
|
374 |
Genel |
balyoz gibi bir yumruk |
haymaker i.
|
|
375 |
Genel |
ahır gibi oda |
barn-like room i.
|
|
376 |
Genel |
arabalar, mekanik araçlar ve bilgisayarlar gibi teknolojiler ve bunların tamiri bakımı gibi konularda meraklı ve becerikli kimse |
gearhead i.
|
|
377 |
Genel |
(ördek, kaz gibi) su kuşu avcısı |
fowler i.
|
|
378 |
Genel |
(el çırpma gibi) tekrarlayıcı beden hareketi |
stimming i.
|
|
379 |
Genel |
amatör olarak sınıflandırılan fakat profesyonel sporcular gibi davranan ya da spordan para kazanan sporcu |
shamateur i.
|
|
380 |
Genel |
havaalanı veya otobüs terminali gibi yerlerde bilgi alabildiğiniz dokunmatik ekranlar |
interactive kiosks i.
|
|
381 |
Genel |
hava alanı veya otobüs terminali gibi yerlerde bilgi alabildiğiniz dokunmatik ekran |
interactive kiosk i.
|
|
382 |
Genel |
(elektronik eşyalar gibi hayatı kolaylaştıran) modern kolaylıklar |
modern conveniences i.
|
|
383 |
Genel |
ritmik jimnastik, artistik jimnastik, amigo, dövüş sporları, break dans gibi enerjik ve ritmik tarz tekniklerinin bir arada olduğu sözsüz tiyatro oyunu |
flying i.
|
|
384 |
Genel |
(belge, istatistiksel bilgi, resim, gazete haberi gibi) bir tartışmada tarafların kullandığı inandırıcı veya ikna edici ya da destekleyici noktalar, konular |
talking point i.
|
|
385 |
Genel |
kendini çok önemli biriymiş gibi gören kimse |
chocolate soldier i.
|
|
386 |
Genel |
kapı gibi belge |
an airtight document i.
|
|
387 |
Genel |
kapı gibi belge |
an undeniable/indisputable document i.
|
|
388 |
Genel |
kapı gibi belge |
an irrefutable document i.
|
|
389 |
Genel |
(ayı balığı, fil gibi hayvanların) uzun azı dişleri |
tusks i.
|
|
390 |
Genel |
(tatlım/canım gibi) sevgi sözcüğü |
term of affection i.
|
|
391 |
Genel |
(tatlım/canım gibi) sevgi sözcüğü |
term of endearment i.
|
|
392 |
Genel |
jilet gibi keskin dişler |
razor sharp teeth i.
|
|
393 |
Genel |
bilmiyormuş gibi davranma |
playing coy i.
|
|
394 |
Genel |
sel gibi olma |
torrentiality i.
|
|
395 |
Genel |
üstü mayo altı bikini gibi olan iki parçalı plaj giysisi |
tankini i.
|
|
396 |
Genel |
devretme (loto, ikramiye gibi) |
rollover i.
|
|
397 |
Genel |
(resim/heykel gibi bir sanat eserinin) açılma töreni |
unveiling ceremony i.
|
|
398 |
Genel |
atasözlerinin kökeni, tarihçesi gibi konular üzerine çalışan ilgi alanı |
paremiology i.
|
|
399 |
Genel |
kartal gibi yırtıcı kuşlar |
avian predators like eagles i.
|
|
400 |
Genel |
cennet gibi egzotik yer |
xanadu i.
|
|
401 |
Genel |
(eski rusya'da) kırsal alanlarda gıda gibi yerel ihtiyaç için gönüllü alınan vergi |
self-taxation i.
|
|
402 |
Genel |
katolik okullarında görev yapan, inançlı fakat rahibeler gibi dini kurumlara ve evlenmeme kuralı gibi kurallara bağlı olmayan kiliseye mensup öğretmen |
lay teacher i.
|
|
403 |
Genel |
formula 1 gibi yarışlarda kaza durumlarında piste girip güvenlik sağlamak amacıyla yarışçıların hızlarını ayarlayan araç |
safety car i.
|
|
404 |
Genel |
formula 1 gibi yarışlarda kaza durumlarında piste girip güvenlik sağlamak amacıyla yarışçıların hızlarını ayarlayan araç |
pace car i.
|
|
405 |
Genel |
ucu çatal ortası kaşık ve kenarı bıçak gibi keskin olan yemek yeme aracı |
runcible spoon i.
|
|
406 |
Genel |
aktör gibi davranış |
staginess i.
|
|
407 |
Genel |
lunaparklardaki gibi eğlence amacıyla kullanılan mekanik araç |
amusement i.
|
|
408 |
Genel |
kız gibi davranan erkek |
pantywaist i.
|
|
409 |
Genel |
kurt gibi davranan |
wolver i.
|
|
410 |
Genel |
heyecan/stres gibi gergin ruh hali |
state i.
|
|
411 |
Genel |
buğday, arpa, çavdar, yulaf, pirinç, mısır gibi taneli ürünlerin genel adı |
cereal i.
|
|
412 |
Genel |
genellikle kütüphane gibi yerlerde kullanılan bölmeli tek kişilik çalışma masası |
carrel i.
|
|
413 |
Genel |
c ile d'nin ilişkisi, a ile b'nin ilişkisi gibi |
a is to b as c is to d i.
|
|
414 |
Genel |
kafeterya çalışanlarına sunulan barınma, tatil, sigorta gibi ek faydalar |
cafeteria benefit i.
|
|
415 |
Genel |
ayva ve armut gibi meyvelerin etli kısımlarındaki sert tanecikler |
calculary i.
|
|
416 |
Genel |
mobilya ayağı gibi ortası ve ucu şişkin, düzgün çubuk |
baluster i.
|
|
417 |
Genel |
yazının sonuna eklenen (imza gibi) süs |
tag i.
|
|
418 |
Genel |
(çek defteri gibi) kopya olarak başka bir şeye karşılık gelen herhangi bir şey |
tally i.
|
|
419 |
Genel |
toprak gibi maddeleri bir yere sıkıştırmak için kullanılan uzun demir çubuk |
tamping iron i.
|
|
420 |
Genel |
kral tantalus'un sonsuz açlık ve susuzluğa mahkum edilmesi gibi ağır ceza |
tantalism i.
|
|
421 |
Genel |
hayvan postu doldurma, hayvan postunu doldurup canlı gibi saklama |
taxidermy i.
|
|
422 |
Genel |
hayvan postu doldurma, hayvan postunu doldurup canlı gibi saklama |
taxidermy i.
|
|
423 |
Genel |
hayvan postu doldurma, hayvan postunu doldurup canlı gibi saklama |
taxidermy i.
|
|
424 |
Genel |
beyazlar gibi yaşayan kimse |
backra i.
|
|
425 |
Genel |
top gibi duvardan sekme |
cannon i.
|
|
426 |
Genel |
ortaçağda, özellikle yılbaşı gibi kutlamalarda, zengin aileleri evlerinde eğlendiren kişi |
abbot of misrule i.
|
|
427 |
Genel |
iskoçya'da, ortaçağda, özellikle yılbaşı gibi kutlamalarda, zengin aileleri evlerinde eğlendiren kişi |
abbot of unreason i.
|
|
428 |
Genel |
okuma, yazma ve heceleme gibi temel beceriler |
abcs i.
|
|
429 |
Genel |
kabadayı gibi kadın |
randy i.
|
|
430 |
Genel |
dans gibi amaçlar için bir araya gelme |
canticoy [obsolete] i.
|
|
431 |
Genel |
belli bir kaynağa erişimin herhangi bir günde nüfusun yarısına kısıtlanması şeklinde uygulanan tayınlama (trafiğe çıkışta tek/çift plaka uygulaması gibi) |
odd-even rationing i.
|
|
432 |
Genel |
belli bir kaynağa erişimin herhangi bir günde nüfusun yarısına kısıtlanması şeklinde uygulanan tayınlama (trafiğe çıkışta tek/çift plaka uygulaması gibi) |
even odd rationing i.
|
|
433 |
Genel |
at arabaları, vagonlar gibi araçların konduğu yapı |
carriage house i.
|
|
434 |
Genel |
balo, karnaval gibi eğlencelerde kullanmak üzere içine konfeti konularak hazırlanmış yumurta kabuğu |
cascaron i.
|
|
435 |
Genel |
yağ veya gaz haznesinin üstünde pompalama, temizleme gibi amaçlara yarayan çıkıntı |
casinghead i.
|
|
436 |
Genel |
soğan gibi koku |
oniony scent i.
|
|
437 |
Genel |
parçaları zincir gibi birbiri ile bağlantılı ilerleyen iş |
chainwork i.
|
|
438 |
Genel |
düzenlemek (ilan, bildiri gibi) |
redaction i.
|
|
439 |
Genel |
tren istasyonu, havaalanı gibi yerlerde çalışan hamal |
redcap i.
|
|
440 |
Genel |
(buz saçağı, saç örgüsü gibi) sallanan veya sarkan şey |
tangle [scottish] i.
|
|
441 |
Genel |
genellikle yemek pişirme ve donyağı yapımında kullanılan sığır ve koyun gibi hayvanların böbreklerinin etrafında bulunan yağlı sert dokular |
suet i.
|
|
442 |
Genel |
kül, kömür veya tuz gibi maddeleri taşımak için kullanılan, fazla derin olmayan kutu |
backet [scottish] i.
|
|
443 |
Genel |
ev gibi kullanılan duba |
barge i.
|
|
444 |
Genel |
ibadet odası (mescit gibi) |
chapel i.
|
|
445 |
Genel |
bir proje için gerçekleştirilen, kamu kurumları ya da çevreciler gibi üçüncü tarafların da dahil edildiği ortak oturum/toplantı |
charette i.
|
|
446 |
Genel |
bir proje için gerçekleştirilen, kamu kurumları ya da çevreciler gibi üçüncü tarafların da dahil edildiği ortak oturum/toplantı |
charrette i.
|
|
447 |
Genel |
süpermarket gibi yerlerde müşterilerin ödeme yaptığı yer |
check out i.
|
|
448 |
Genel |
(geviş getirir gibi) tekrar tekrar çiğneme |
remastication i.
|
|
449 |
Genel |
kozmetik, mücevher gibi ürünlerin konduğu küçük çanta |
necessaire i.
|
|
450 |
Genel |
kolye gibi birbirine zincirleme bağlanmış bir dizi benzer şey |
necklace i.
|
|
451 |
Genel |
kardeş gibi yakın arkadaş |
neighbor i.
|
|
452 |
Genel |
kardeş gibi yakın arkadaş |
neighbour i.
|
|
453 |
Genel |
edebiyat, film, mimarlık, müzik gibi alanlarda romantik stile dönüşü yansıtan bir akım |
neoromanticism i.
|
|
454 |
Genel |
oyun, yarış gibi etkinliklerde yüksekte duran bilgi panosu |
telegraph i.
|
|
455 |
Genel |
asma filizini andıran saç, kıl gibi uzantı |
tendril i.
|
|
456 |
Genel |
çadır gibi gölgeliği olan yatak |
tent bed i.
|
|
457 |
Genel |
(kokusu, tadı) toprak gibi olma |
terreity [obsolete] i.
|
|
458 |
Genel |
(gamalı haç gibi) tek merkezden çıkıp aynı yönde bükülmüş dört koldan oluşan şekil |
tetraskele i.
|
|
459 |
Genel |
(gamalı haç gibi) tek merkezden çıkıp aynı yönde bükülmüş dört koldan oluşan şekil |
tetrascele i.
|
|
460 |
Genel |
(gamalı haç gibi) tek merkezden çıkıp aynı yönde bükülmüş dört koldan oluşan şekil |
tetraskelion i.
|
|
461 |
Genel |
baskı (iş, okul gibi stres kaynaklı) |
throng [scottish] i.
|
|
462 |
Genel |
(motorların, topçu birliklerinin veya marş eden askerlerin çıkardığı gibi) tekrar eden ses |
thrump i.
|
|
463 |
Genel |
mektup ayırma gibi işlerde parmağı koruyan plastik kılıf |
thumbstall i.
|
|
464 |
Genel |
(sabun ve diş macunu gibi eşyaların konduğu) seyahat çantası |
toilet bag i.
|
|
465 |
Genel |
(sabun ve diş macunu gibi eşyaların konduğu) seyahat çantası |
sponge bag i.
|
|
466 |
Genel |
mezar gibi karanlık yer |
tomb i.
|
|
467 |
Genel |
erkek fatma gibi olma |
tomboyism i.
|
|
468 |
Genel |
giyinme odası veya banyo malzemelerinden (taraklar, fırçalar, aynalar, manikür setleri gibi) oluşan ürünler |
toiletware i.
|
|
469 |
Genel |
deler gibi acıtan şey |
tooth i.
|
|
470 |
Genel |
kule gibi yüksek yığın |
tower i.
|
|
471 |
Genel |
rahvan gider gibi yavaş adımlarla yürüyen at |
trippler [south african] i.
|
|
472 |
Genel |
gök gürültüsü gibi ses |
trumpet i.
|
|
473 |
Genel |
bir yere sıkıştırılan (kumaş gibi) malzeme |
tuck–in i.
|
|
474 |
Genel |
(davul derisi gibi) gergin deri |
tympan i.
|
|
475 |
Genel |
inci toplamak veya avlanmak gibi amaçlarla dalan japon dalgıç |
ama i.
|
|
476 |
Genel |
melek gibi olma |
angelicalness i.
|
|
477 |
Genel |
kocakarı gibi bunama |
anileness i.
|
|
478 |
Genel |
kocakarı gibi bunama |
anility i.
|
|
479 |
Genel |
izbandut gibi adam |
animal i.
|
|
480 |
Genel |
ahır gibi yer |
augean stable i.
|
|
481 |
Genel |
saraylı gibi konuşma |
aulicism [obsolete] i.
|
|
482 |
Genel |
önemli veya gizemli biriymiş gibi davranan kimse |
autothaumaturgist i.
|
|
483 |
Genel |
sakal gibi kısım |
barb i.
|
|
484 |
Genel |
eşarp veya atkı gibi aksesuar |
barb i.
|
|
485 |
Genel |
cüceler, hava perileri ve su perileri gibi ruhani güçler |
elementals i.
|
|
486 |
Genel |
bir şeyi istediği gibi yapabilme |
way i.
|
|
487 |
Genel |
canı istediği gibi hareket etme |
way i.
|
|
488 |
Genel |
takvime gün, ay gibi bilgiler ekleme |
embolism i.
|
|
489 |
Genel |
kabile ve sosyal sınıf gibi belirli bir grup içinde gerçekleşen evlilik |
endomy i.
|
|
490 |
Genel |
(çeşitli nesneleri kaldıraç gibi kullanarak) kaldırmak |
underspore i.
|
|
491 |
Genel |
gaga gibi nesne |
beak i.
|
|
492 |
Genel |
köle gibi davranma |
enserfment i.
|
|
493 |
Genel |
bir kimseyi dolandırmak için kullanılan para gibi bir tuzak |
sucker bait i.
|
|
494 |
Genel |
(kuzey hindistan veya pakistan'da) kadın gibi giyinen erkek |
zanana i.
|
|
495 |
Genel |
(kuzey hindistan veya pakistan'da) kadın gibi giyinen erkek |
zenana i.
|
|
496 |
Genel |
melek gibi |
cherubimic i.
|
|
497 |
Genel |
nur topu gibi |
cherubimic i.
|
|
498 |
Genel |
köle gibi her işe koşulan kimse |
fag i.
|
|
499 |
Genel |
kutu gibi yapı |
bandbox i.
|
|
500 |
Genel |
sak gibi malzemeden yapılmış eşya |
bass i.
|
|